hurfikirler.com Open in urlscan Pro
185.216.113.150  Public Scan

URL: https://hurfikirler.com/bireyci-feminizm-ve-kollektivist-feminizm-fark-nasil-anlasilir-dan-sanchez/
Submission: On October 02 via manual from US — Scanned from DE

Form analysis 4 forms found in the DOM

POST #

<form class="td-login-form-wrap" action="#" method="post">
  <div class="td-login-panel-title"><span>Welcome!</span>Log into your account</div>
  <div class="td_display_err"></div>
  <div class="td-login-inputs"><input class="td-login-input" autocomplete="username" type="text" name="login_email" id="login_email-mob" value="" required=""><label for="login_email-mob">kullanıcı adınız</label></div>
  <div class="td-login-inputs"><input class="td-login-input" autocomplete="current-password" type="password" name="login_pass" id="login_pass-mob" value="" required=""><label for="login_pass-mob">şifreniz</label></div>
  <input type="button" name="login_button" id="login_button-mob" class="td-login-button" value="GİRİŞ YAP">
  <div class="td-login-info-text">
    <a href="#" id="forgot-pass-link-mob">Şifrenizi mi unuttunuz?</a>
  </div>
  <div class="td-login-register-link">
  </div>
</form>

GET https://hurfikirler.com/

<form method="get" class="td-search-form" action="https://hurfikirler.com/">
  <!-- close button -->
  <div class="td-search-close">
    <a href="#"><i class="td-icon-close-mobile"></i></a>
  </div>
  <div role="search" class="td-search-input">
    <span>ARA</span>
    <input id="td-header-search-mob" type="text" value="" name="s" autocomplete="off">
  </div>
</form>

POST #

<form action="#" method="post">
  <div class="td-login-inputs"><input class="td-login-input" autocomplete="username" type="text" name="login_email" id="login_email" value="" required=""><label for="login_email">kullanıcı adınız</label></div>
  <div class="td-login-inputs"><input class="td-login-input" autocomplete="current-password" type="password" name="login_pass" id="login_pass" value="" required=""><label for="login_pass">şifreniz</label></div>
  <input type="button" name="login_button" id="login_button" class="wpb_button btn td-login-button" value="Login">
</form>

GET https://hurfikirler.com/

<form method="get" class="tdb-search-form" action="https://hurfikirler.com/">
  <div class="tdb-search-form-inner"><input class="tdb-head-search-form-input" type="text" value="" name="s" autocomplete="off"><button class="wpb_button wpb_btn-inverse btn tdb-head-search-form-btn" type="submit"><span>Ara</span></button></div>
</form>

Text Content

Sign in
 * Dosya
   * 15 Temmuz Darbe Girişimi
   * Demokratikleşme
   * Eğitim
   * Ekonomik Özgürlük / Piyasa Ekonomisi
   * Göç ve Göçmenler
   * Hükümet Sistemi
   * İfade Hürriyeti
   * Liberalizm
   * Sivil Toplum
   * Yeni Anayasa
 * Siyaset
 * Ekonomi
 * Uluslararası İlişkiler
 * Hukuk
 * Yaşam
   * Medya
   * Teknoloji
   * Film ve Dizi Analizleri
   * Videolar
   * Covid-19
 * Dünya
 * Tarih
 * Yazarlar

Sign in

Welcome!Log into your account

kullanıcı adınız
şifreniz
Şifrenizi mi unuttunuz?

Password recovery
Şifreni kurtar

emailin

ARA

 * Dosya
   * 15 Temmuz Darbe Girişimi
   * Demokratikleşme
   * Eğitim
   * Ekonomik Özgürlük / Piyasa Ekonomisi
   * Göç ve Göçmenler
   * Hükümet Sistemi
   * İfade Hürriyeti
   * Liberalizm
   * Sivil Toplum
   * Yeni Anayasa
 * Siyaset
 * Ekonomi
 * Uluslararası İlişkiler
 * Hukuk
 * Yaşam
   * Medya
   * Teknoloji
   * Film ve Dizi Analizleri
   * Videolar
   * Covid-19
 * Dünya
 * Tarih
 * Yazarlar


Sign in
Hoşgeldin! Haydi hesabına giriş yap.

kullanıcı adınız
şifreniz
Forgot your password? Get help
Password recovery
Şifreni kurtar

emailin
Email adresine yeni bir şifre gönderilecek.
Ana SayfaÇeviriler


BIREYCI FEMINIZM VE KOLLEKTIVIST FEMINIZM: FARK NASIL ANLAŞILIR? DAN SANCHEZ



Hür Fikirler
27 Temmuz 2023
0 yorum
397 defa okundu


Çeviren Rümeysa Yetimoğlu

Feminizm, genellikle, desteklenen ya da karşı çıkılan tek bir homojen ideoloji
olarak düşünülür. Fakat başından beri iki farklı tarafa sahiptir.

Liberteryen ve feminist düşünür Wendy McElroy’un, “Bireyci Feminizm: Kayıp
Gelenek” 1998 Freeman makalesinde yazdığı gibi 19. yüzyılda:

“Politik sistemi sorgulayan iki temel feminizm geleneği modern radikal
feminizmin şekillendiği sosyalist feminizm ve zaman zaman liberteryen feminizm
diye adlandırılan bireyci feminizmdir.”

1997’de yayımlanan bir başka Freeman makalesinde McElroy, Christina Hoff
Summer’ın modern radikal feminizm için kullandığı “gender feminizm; toplumsal
cinsiyet feminizmi” terimini benimsemiştir.

Eşitliğin Manası

Bireyci feminizm ile kollektivist feminizmi ayıran başlıca farklılıklardan biri
her iki geleneğin eşitliği nasıl yorumladığıdır. McElroy bunu şöyle ifade eder:

“İki geleneğin ideolojilerinin farklılaşması, eşitliğe dair farklı
yaklaşımlarında kendini göstermektedir. Sosyalist feministlere göre, ‘eşitlik’
sosyo-ekonomik bir terimdir. Kadınlar, sadece özel mülkiyet ve bunun teşvik
ettiği ekonomik ilişkiler yani kapitalizm bertaraf edilirse eşit olabilir.”

Sosyalist feminizm kadın ve erkekler arasında “sonuçların eşitliğini” kazanmaya
çalışır. Herhangi bir sonuç eşitsizliğini kaçınılmaz olarak daha derin bir
eşitsizlik ile ilişkilendirir: Özel mülkiyet kapitalizmi ve onun aile gibi
müttefik kurumlarından devşirilen güç farklılığı. Bu güç dinamiği “ataerkillik/
patriyarki” olarak tanınır.

Bireyci feminizm de güç farklılıklarını tanır, ancak bunun için özel mülkiyeti
suçlamaz: Hatta tam tersi. Problem, özel mülkiyet haklarını içerecek şekilde
kadınların haklarına yeteri kadar saygı duyulmaması ve bu hakların
korunmamasıdır. McElroy şöyle yazar:

“Bireyci feministler eşitliğe daha katı bir şekilde doğal hukuk teorisinden
yararlanarak hukuki bakımdan yaklaşır. Kadınların bireysel haklarının, kadın ve
erkeklerin kişiliğini ve özel mülkiyetini birebir şekilde koruyan yasalar
altında tam olarak tanınmasını isterler. Her insanın kendi bedeni ve kendi
emeğinin ürünleri üzerinde sahip olduğu ahlâkî yargı yetkisine atıf yaparak
tercih ettikleri terim “öz-mülkiyet/kendi kendini sahiplik”tir.”

Böylece, bireyci feminizm kadın ve erkekler arasında, eşit haklar ve kanun
önünde eşitlik anlamında bir “eşitlik” arar. Bunu da kadınlar üzerine empoze
edilen özel hukuki engelleri aşarak ve erkeklere özel olarak verilen hukuki
ayrıcalıkları (özellikle kadınlardan üstün olacakları şekilde) kaldırarak
başarır.

Bu, aynı zamanda, klasik liberal hareket çerçevesinde başka özel kanuni
engellerin (serfler ve kölelere empoze edildiği gibi) ve özel hukuki
ayrıcalıkların (feodal asillere ve köle sahiplerine tanındığı gibi) kaldırıldığı
zaman ulaşılan “eşitlik”in ve mücadele edilen “baskı”nın bir çeşididir.

Aslında, bireyci feminizm basitçe klasik liberalizmin kadın haklarına
uygulanması şeklinde düşünülebilir. Ludwig von Mises’in yazdığı gibi:

“Esasen feminizm kadınların hukuki pozisyonlarını erkeklerinkine denkleştirme
arayışı; kadınların kendi eğilimlerine, arzularına ve ekonomik durumlarına göre
davranmak ve gelişmek için hukuki ve ekonomik özgürlüklerinin tanınmasına
çalışılması ile barışçıl ve özgür bir evrimi savunan büyük liberal hareketin bir
dalı olmaktan başka bir şey değildir.”

Kastlar ve Çatışma

Bahse konu klasik liberal hareket 17., 18. ve 19. yüzyıllarda Batı’da devrim
yarattı. Mises’e göre, devirdiği eski düzen bir “kast” sistemiydi. McElroy’un,
“Feministler için Mises’in Mirası” adlı 1997 Freeman makalesinde şöyle açıklar:

“Mises hukuki engellerin altında emek veren statik sınıfları “kast” olarak
nitelendirirdi. İnsanları bir sınıfa sıkıştırmak ve sosyal hareketliliği önlemek
üzere yasal engelleri artırdıkça kastlar yaratılmış olur. Mises Sosyalizm’de,
kastlar ile ya da ‘malikâne üyeleri (estate-members)’ ile ne anlatmak istediğini
şöyle açar: ‘Malikâneler yasal kurumlardı, ekonomik olarak belirlenen olgular
değil. Her insan bir malikânenin içine doğar ve genellikle ölene kadar onun
içinde kalırdı… Biri efendi ya da hizmetçiydi, özgürdü ya da köleydi, toprağın
lordu veya toprağa bağlıydı, aristokrat ya da avamdı; bu ekonomik hayatta belli
bir pozisyonu tuttuğu için değil, belli bir malikâneye ait olduğu içindi.’
Özünde, kastlar statik toplumu yaratan yasallaşmış sınıflardı.”

Böylelikle, kadınlara dayatılan hukuki engeller cinsiyetleri “kast”lara
dönüştürdü ve bu, erkek ve kadınlar arasında çıkar çatışması yarattı.

Mises’in, “Grup Çıkarlarının Çatışması” denemesinde yazdığı gibi:

“Böylece, tüm kast üyeleri arasında bir çıkar dayanışması ve çeşitli kastlar
arasında bir çıkar çatışması hüküm sürer. Her bir ayrıcalıklı kast yeni
ayrıcalıklar elde etmeyi ve eski ayrıcalıklarını korumayı amaçlar. Her
imtiyazsız kast mahrumiyetlerinin giderilmesini amaçlar. Bir kast toplumunun
içinde çeşitli kastların çıkarları arasında uzlaşmaz bir karşıtlık bulunur.”

Klasik liberal devrim pek çok kast ayrımını ortadan kaldırdı ve böylece özgür
bir toplumda doğal olarak oluşan çıkarların uyumuna önayak oldu. Erkekler ve
kadınlar arasındaki kast ayrımlarını kaldıran bireyci feminizm bu şanlı projenin
önemli bir kısmıydı.

Sınıf Savaşı ve Toplumsal Cinsiyet Çatışması

Ancak sosyalistler, özellikle Marksistler, “baskı”nın anlamını karıştırarak bu
değişimin raydan çıkmasına sebep oldular. Marksist sınıf mücadelesi teorisi,
“doğası gereği ezen” kapitalist sınıf ve “doğası gereği ezilen” proletarya
sınıfı arasında çözülemez bir çıkar çatışması görür, bu sınıflar yasal ayrıcalık
ve engellerle kastlar haline getirilmemiş olsa bile…

McElroy’un açıkladığı gibi, klasik liberal felsefe, sağlam ve tutarlı ekonomi
biliminin desteğiyle bu dogmayı çürütür:

“Mises’in toplumun nasıl işlediğine dair teorisi, her iki tarafın mübadeleden
fayda sağladığında iş birliğini göz önünde bulunduran klasik liberal düşünceye
dayanır. Aslında, fayda algısının kendisi tarafları harekete geçmeye iter.
İşçiler ve kapitalistler arasındaki kötü şöhretli düşmanlık, eşit bireysel
haklara sahip olma durumunda çözülür çünkü herhangi bir grubun karşı grubu iş
birliğine zorlamaya yetkisi ve hakkı yoktur. Ancak bir mübadele için zor
kullanıldığında mutlak bir şekilde grup çatışması ortaya çıkar.”

Marksizm gibi, toplumsal cinsiyet feminizmi de kastlar arasında değil esasen
sınıflar arasında doğal bir çatışma ve baskı görür: Özellikle kadınlar ve
erkekler arasında. McElroy’un yazdığı gibi, “toplumsal cinsiyet feministleri”
“karşı cinsiyeti, doğası gereği kadınlara ters çıkarları olan ayrı bir politik
sınıf olarak tekrar tanımlamıştır.” Böylece, modern toplumsal cinsiyet
feminizmi, fikrî zeminini klasik liberalizm ve bireyci feminizmden ziyade
Marksizm ve sosyalist feminizme borçludur. McElroy bunu şöyle detaylandırır:

“Toplumsal cinsiyet feminizmi farklı bir teoriye dayanır: (Catherine) MacKinnon
bu ideolojiden ‘post-Marksist’ olarak bahseder: Marksizm’in çoğu özelliğini
benimseyen fakat toplumsal cinsiyetten ziyade ekonomik koşulların sınıfı
belirleyen belirgin bir politik etken olduğu konusundaki ısrarını reddeden
manasına gelerek. Böylece, toplumsal cinsiyetçi feminizm, insanî iş birliğin bir
grubun diğer gruptan fayda sağladığı süreç olarak algılanan ‘emek fazlası’ gibi
bazı sosyalist düşüncelere katılır. Sınıf eşitsizliğini düzeltmek için, serbest
piyasanın kesinlikle karşı olduğu ‘toplumsal olarak adil’ bir sonucu
garantilemek için zorla müdahil olmayı mecburî görür. Hukuk bir sınıfa yarar
sağlamak için, bir diğer sınıfın algılanan kendi çıkarı pahasına harekete
geçmelidir. Özellikle, hukuk, ezici konumda olan tüm erkeklerin pahasına
tarihsel olarak dezavantajlı olan kadınlara yarar sağlamak üzere hareket
etmelidir. Misesyen anlayışla, kadınlar, niteliklere dayalı müşterek bir
kimlikle sınıf olmaktan vazgeçer ve hukuki olarak müşterek siyasi ve toplumsal
çıkarları korunan bir grup – bir kast olurlar. Bu şekildeki bir müdahale,
pozitif ayrımcılık ve değer denkliği/eşit ücret gibi birtakım tedbirlerle
özetlenebilir.”  

Bireyci feminizm kadınlar için hukuki engelleri ve erkekler için yasal
ayrıcalıkları kaldırarak eşit haklar çabasındayken, kollektivist toplumsal
cinsiyet feminizmi devlet eliyle, kadınlara yeni yasal ayrıcalıklar ve erkeklere
uygulanacak yeni hukuki engeller yaratarak, “sonuçların eşitliği”ni (ya da “tam
eşitlik”) amaçlar. Bu yeni kastlar ve kast mücadeleleri yaratır: Devlet-teşvikli
bir cinsiyetler savaşı. Bugünün “erkek evreni”nin kadın düşmanı tarafı, bu
çatışmanın bir parçasıdır.

Cinsiyet savaşını kollektivizmi yani hem kollektivist feminizmi hem de
kollektivist kadın düşmanlığını reddederek ve kadınları özgürleştirmek ve
erkekleri ehlileştirmek için çok şey yapan ama büyük ölçüde ihmal edilen büyük
bireyci feminizm geleneğini yeniden canlandırarak bitirebiliriz. Kadınlar ve
erkekler arasında, tüm insan ilişkilerinde olduğu gibi, bireycilik ve özgürlük
sevgi ile uyumu beslerken kollektivizm ve devletçilik nefret ve çatışmayı
büyütür.

* “Individualist Feminism Versus Collectivist Feminism: How to tell the
difference”, FEE Stories, 24 Ocak 2023.



BU YAZIYI PAYLAŞIN

Facebook

Twitter

Pinterest

WhatsApp


Önceki İçerik“Kaş Yapayım Derken Göz Çıkarma…” Seçim Öncesi ve Sonrası İktisat
Politikaları Üzerine
Sonraki İçerik14 Mayıs 1950 Seçimlerinin Anlamı
Hür Fikirler



BU YAZARIN DİĞER YAZILARI


BIREYCI FEMINIZM VE KOLLEKTIVIST FEMINIZM: FARK NASIL ANLAŞILIR? DAN SANCHEZ


YOLSUZLUK VE RÜŞVETLE NASIL MÜCADELE EDILIR? HALDUN BARIŞ – DORUK ARSLAN


CHP NEDEN İKTIDAR OLMAZ, OLAMAZ? FARUK ÖZGER





YAZAR PROFİLİ

Hür Fikirler


Ara

Sitede Ara

SON YAZILAR


ŞANS HEP YANIMDA OLUR MU?

Melik Nazır Esirci -


EĞITIM VE ORTA VADELI PROGRAM

Mehmet Ali İlkaya -


SOKAK KÖPEKLERI MESELESINE İLKELI BAKIŞ

Atilla Yayla -


LEA YPI’NIN ANI KITABI ÖZGÜR: SOSYALIZM, LIBERALIZM VE ÖZGÜRLÜK

Sadi Yumuşak -


BEKA SORUNU

Melik Nazır Esirci -


HIKMET ŞAIRI, SIRLARIN TERCÜMANI, KELIME SIHIRBAZI: HAFIZ-I ŞIRAZI

Haldun Barış -


FETÖ VE “KESIN İNANÇLILAR”

Emre Turku -


KANITIN YOKLUĞU, YOKLUĞUN KANITI OLUR MU?

Cihan Güneş -


HEYBELIADA NOTLARI VE HEYBELIADA RUHBAN OKULU’NUN AÇILMASI HAKKINDA HUKUKÎ VE
SIYASÎ DEĞERLENDIRMELER

Haldun Barış -


15 TEMMUZ: SADAKAT ÇATIŞMASININ SONUCU

Atilla Yayla -


BIZI TAKIP EDIN
SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ


0BeğenenlerBeğen

0TakipçilerTakip Et

1,719TakipçilerTakip Et

Hür Fikirler
 * Dosya
   * 15 Temmuz Darbe Girişimi
   * Demokratikleşme
   * Eğitim
   * Ekonomik Özgürlük / Piyasa Ekonomisi
   * Göç ve Göçmenler
   * Hükümet Sistemi
   * İfade Hürriyeti
   * Liberalizm
   * Sivil Toplum
   * Yeni Anayasa
 * Siyaset
 * Ekonomi
 * Uluslararası İlişkiler
 * Hukuk
 * Yaşam
   * Medya
   * Teknoloji
   * Film ve Dizi Analizleri
   * Videolar
   * Covid-19
 * Dünya
 * Tarih
 * Yazarlar


HAKKIMIZDA

Hür Fikirler medeniyetin temelleri olan hürriyet, adalet ve barış ile hukukun
üstünlüğünü, serbest piyasa ekonomisini ve çoğulcu bir toplumu esas alan fikir
yazılarına ve Türkiye'den ve dünyadan gelişmeleri bu ilkeler etrafında
değerlendiren görüşlere yer verir.


BILGILENDIRME

 * Künye
 * İletişim

Facebook
Instagram
Twitter


POPÜLER YAZILAR




ENGLISH


WHAT WE EXPERIENCED FRIDAY NIGHT (2) – ADAM MCCONNEL

15 Temmuz Darbe Girişimi 26 Temmuz 2016 0
After the junta’s “official” statement that was  broadcast by...


TURKEY’S JULY 15 REVOLUTION

15 Temmuz Darbe Girişimi 29 Ağustos 2016 0
Turkey’s July 15 resistance against the coup attempt is...


THE REAL STORY BEHIND THE TURKISH COUP – ERIC MARGOLIS

15 Temmuz Darbe Girişimi 25 Temmuz 2016 0
September 1961. Geneva, Switzerland. A Turkish classmate of mine...


(6) FOR THOSE WHO DO NOT UNDERSTAND – ADAM MCCONNEL

15 Temmuz Darbe Girişimi 26 Temmuz 2016 0
As someone who lived through the night of 15-16...

© 2022 Hür Fikirler’de yayınlanan yazıların tüm hakları saklıdır. Yayınlanan
yazılarda ileri sürülen görüşler ve yazıların bütün hukuki sorumluluğu
yazarlarına aittir.
Sitemizde alıntılanmış olan yazıların kaynakları belirtilmiştir.